Sn. Feyzioğlu, yanlış yapıyorsunuz!..

  • GİRİŞ21.04.2014 07:26
  • GÜNCELLEME21.04.2014 07:26

Aynı mahkemenin HSYK ile ilgili kararında da durum değişmedi. AYM'nin kendi sınırlarına ciddi şekilde zorlayan kararla ilgili olarak savunma pozisyonu alan Başkan, 'gerekçeli karar açıklandığında iş anlaşılır' manasına gelen laflar etti ama, Mahkemenin iptal kararlarını gerekçesiz olarak açıklamaması gerektiği hususunu es geçti.

Karar sonrası, Burhan Kuzu bireysel olarak AYM'ye başvurmuş ve Twitter tarafından mağdur edildiğini belirterek mağduriyetinin giderilmesi talebinde bulunmuştu. Önceki müracaatları kısa sürede cevaplandırıp Twitter'i hemencecik açtıran AYM, Kuzu'nun müracaatı ile ilgili ne yaptı bilmiyoruz.

Mesele bununla kalmadı tabii ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da, kendisi ve ailesi ile ilgili olarak AYM'ye bireysel başvuruda bulundu. 

Mahkeme'nin üyeleri ve Başkan, bu müracaatlar konusunda ne yapacaklar, şimdilik belirsiz. Ancak, daha önce kabul ettikleri müracaatlar sebebiyle, 'olağan hukuk yollarını tüketip de gelin' deme şansları yok. Böyle bir şey yaparlarsa, çifte standart uygulamış olacaklar. 

Yani müracaatları kabul edip etmemeleri, başlı başına bir problem. Zaten önceki müracaatları hızla kabul edip sonuçlandırmışken, şimdikileri neden beklettikleri ayrı bir mesele.

Esas hengame, Twitter aleyhine bir karar almaları durumunda kopacak herhalde. Bu durumda daha önce aldıkları karar ve bu konuda yapılan açıklamalar, çok haklı olarak önlerine gelecek ve 'perhiz ve lahana turşusu' içerikli tartışmalar başlayacak muhtemelen.  

Biliyorsunuz; Cumhurbaşkanlığı  seçimlerinin yaklaştığı günlerde yaşanan gelişmeler, Haşim Kılıç'ın muhalefet cephesi ve tabii Paralel Yapı tarafından Cumhurbaşkanı adayı olarak düşünüldüğü yorumlarına yol açmış; Kılıç, kabul ediyor gözükmemiş ama red de etmemişti.

Tunceli Milletvekili Kamer Genç'in, 'herkesin kendisini Cumhurbaşkanı olarak görmek istediği, dolayısıyla aday gösterilmesi durumunda mutlaka kazanacağını' söylemesini, bir hoşluk olarak kaydedelim.

Aynı cephenin bazı kesimleri tarafından aday gösterilebileceği değerlendirilen bir başka isim de, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu.

Hukuk Profesörü olan Metin Feyzioğlu, son dönemlerde öne çıkan bir isim. Çeşitli vesilelerle yaptığı açıklamalara bakıldığında, istikbal vaat ediyor gibi de gözüküyordu.

Ancak geçtiğimiz hafta sonu yaptığı bazı açıklamalar, hukuk profesörü olsa da 'kara kaplı kitaba bakma' alışkanlığı olduğunu düşündürür nitelikteydi.

Malum, Anayasa Mahkemesi'nin Twitter Kararı'nın taraflarından birisi Türkiye Barolar Birliği. Feyzioğlu bu konuda şunları söylüyor: "Türkiye Barolar Birliği, Twitter'in açılması için müracaat etti, yürütmeyi durdurma kararı aldı ama yürütmeyi durdurma kararını uygulamadı TİB. Bunun üstüne Anayasa Mahkemesi, 'Türkiye Barolar Birliği'nin almış olduğu yürütmeyi durdurma kararını idare uygulamadığı için artık benim dışımda bir iç hukuk yolu kalmamıştır' dedi. Bizim kararımıza atıf yaptı. Yani bir kısmına kadar biz getirdik. Ondan sonra Anayasa Mahkemesi doğru olanı yaptı."

Feyzioğlu'nun söylediklerinde eksik olan, söz konusu kararı uygulama konusunda TİB'e tanınan bir aylık kanuni süre bitmeden AYM'nin bir karar aldığı hususu.

Şimde gelelim esas meseleye: Başbakan Recep tayyip Erdoğan'ın AYM'ye müracaatı sorulmuş Feyzioğlu'na. Değerlendirmeleri şöyle: "Şu an onu inceliyorum. Bireysel başvuru olabileceğini sanmıyorum. Sanıyorum yanlış yönlendirilmiş. Bireysel başvuru mahkemelerden geçip mahkeme kararlarının etkisiz kalması durumunda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nden önceki son çare. (...) Sosyal medyada şerefi, haysiyeti ihlal eden bir durum varsa ilgili sayfa yasaklanır. (...) Sayın Başbakanın başvurusunda böyle bir şey yok. Sayın Başbakan eğer rahatsızlığı varsa ilgili şirkete tazminat davasını açar. 'Bunu niye kaldırmıyorsun?' der. Gereğini o şekilde yapar. Anayasa Mahkemesi'ne başvuracağı bir şey yok."

Unutmayın, konuşan Türkiye Barolar Birliği Başkanı. Kendilerinin yaptıkları müracaat, 'olağan hukuk yolları tüketilmediği' halde kabul edilmiş, ama Başbakan'ınki kabul olmazmış...

'Sosyal medyada şerefi, haysiyeti ihlal eden bir durum varsa ilgili sayfa yasaklanır'mış. İyi de tartışmanın esası bu değil mi zaten?.. Türk Mahkemelerinin verdiği kararı takmadığı için kapatılmamış mıydı Twitter?..

'Rahatsızlığı varsa ilgili şirkete tazminat davası açar'mış... İyi de adamlar Türkiye'de yok ki...

Ortada sakil bir durum var ve Türkiye Barolar Birliği Başkanı buna işaret etmek yerine, durumu tevil etmeye çalışıyor...

Feyzioğlu'nun her zaman yaptığını söylediği dua şöyle: "Allah'ım beni bana, 'Yanlış yapıyorsun' diyecek dostlardan mahrum bırakma, mahrum kalmama sebebiyet verecek davranışlarımdan alıkoy beni."

Dostluk ayrı bir mesele. Ama yanlış yapıyorsunuz, Sn. Feyzioğlu!..

Ekrem Kızıltaş - Haber7

ekremkiziltas@gmail.com

Yorumlar1

  • Murat Kara 10 yıl önce Şikayet Et
    Fazla Söze Gerek Var mı?. Baroların hukuktan anladığına örnek mi istiyorsunuz; Gezi olayları sürecende İstanbul Adliye Sarayı'nın artriyumunu (C Kapısı giriş solunu) gösteri merkezine çevirmişlerdi.
    Cevapla
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat