Ezber işte böyle bozulur...

  • GİRİŞ25.04.2014 08:14
  • GÜNCELLEME25.04.2014 08:14

ABD başta olmak üzere Fransa, İngiltere, Almanya ya da herhangi bir ülkede, 1915'te Osmanlı coğrafyasında yaşandığı rivayet edilen bazı olaylardan hareketle Ermenilerle ilgili olarak herhangi bir karar alınıp alınmayacağını, adeta nefeslerimizi tutarak beklerdik.

Bırakın karar alınmasını, söz konusu ülkelerin liderlerinin 24 Nisan'dan bahsederken hangi kelimeleri kullanacakları bile ciddi bir önem arz ederdi.

1. Cihan Savaşı atmosferinde, sadece Ermenilerin değil, Osmanlı coğrafyasında bulunan hemen herkesin, hatırlanması bile acı veren olaylar yaşadığı bilinen bir gerçek.

Olayların, o zamana kadar beraber yaşayanların aralarına kara kedi girmesi ve geçmişin üzerine adeta bir sünger çekilerek, yıllar yılı barış içerisinde yaşamış insanların

Dışarıdan birtakım teşviklerle hareketlenen Ermeni çeteler marifetiyle başlatılan olaylar sırasında ve sonrasında tam olarak neler yaşandığı, herhalde ancak konunun uzmanı olan tarihçiler tarafından tespit edilebilecek şeylerdir.

Tebaa-i Sadıka olarak anılan Ermeniler arasından çıkan bazı kişilerden oluşan çetelerin yapıp ettiklerinin, halen Müslüman nüfus tarafından nefretle anıldığı malum. Yakın zamana kadar o günlerde katledilen insanların gömülü bulunduğu yeni toplu mezarların bulunduğu bilinmektedir.

Sahip olunan devletin yıkılmaya yüz tuttuğu bir dönemde, bu yıkılışı hızlandırmak için yabancı güçlerle beraber hareket eden ve buldukları her fırsatta asayişi ihlal etmekten çekinmeyen birileri söz konusu.

O karışıklık döneminde , olabilecek daha vahim olayların önünü almak için, zamanın devlet yetkililerince alınan tehcir ya da nakil kararının uygulanması sırasında yaşananlar da, Ermeniler tarafından acıyla hatırlanan şeyler.

Osmanlı'yı tarihe gömmek kararında olan dış güçlerin, asırlarca bir arada yaşamış unsurların arasına nifak sokmalarının acı bir sonucu olarak yaşanan olaylar söz konusu. Ve bunlar, bilhassa batılı ülkelerde yaşamakta bulunan Ermenilerin gayretiyle, günümüzde de çeşitli platformlarda Türkiye'nin önünü kesmek için kullanılan bir bahane haline getirilmiş durumda.

Bulundukları ülkelerde etkili bir baskı grubu oluşturan diaspora Ermenilerinin, bir anlamda varlıklarını muhafaza sebebi olarak gördükleri iddialar; Türkiye üzerinde çeşitli hesapları olan batılı ülkeler için de elverişli bir manivela görevi gördü şimdiye kadar.

Şimdiye kadar diyoruz, çünkü 24 Nisan'da kim ne söyleyecek ya da kim ne gibi kararlar alacak diye beklerken, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, '1915 Olaylarına İlişkin Mesaj' ile tam manasıyla 'ezber bozan'  bir çıkış yaptı.

24 Nisan 2014 tarihi itibariyle, başkalarının ne söylediği ve söyleyeceği yerine; Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamalarını temel alan değerlendirmeler konuşuluyorsa, yapılan açıklama hedefini bulmuş demektir.

1915'te her ne olduysa, bunların açıkça konuşulup tartışılması ve böylelikle hariçten gazel okuyanların susturulacağı bir ortam oluşturulabilmesi için, şimdiye kadar atılan adımların en cesuru ve kendinden en emin olanı ile karşı karşıyayız.

Diasporadaki Ermeniler ve onları kullanarak Türkiye'yi köşeye sıkıştırmaya çalışanlar, bu yeni duruma uyum sağlamak için artık biraz gayret göstermek mecburiyetindeler.  Mesela, 'ülkelerine yönelik bir tehlike durumunda, tarafsız bile kalamayıp, düşmanla beraber hareket eden vatandaşlarla ilgili neler yapılabilir' şeklinde bir soru sorup, buna cevaplar aramaya başlayabilirler.

Konu ciddi şekilde tartışılacaksa eğer; bu ya da buna benzer bir soru ile başlanacaktır çünkü...

Ekrem Kızıltaş - Haber7
ekremkiziltas@gmail.com

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat