Erdoğan'a Fransız Modeli verelim!

30 Mart yerel seçimler sona erdi. Bundan sonra herhalde gündemimiz artık Cumhurbaşkanlığı olur. Açıkçası da şimdiden başbakanın ne yapmak istediğini kestirmek zor.

  • GİRİŞ17.04.2014 08:38
  • GÜNCELLEME17.04.2014 08:38

 Bizim bildiğimiz başbakan Çankaya'ya “rahat” olmak için çıkmaz. Ama şu anki Cumhurbaşkanı yetkileri ile de ne yapabilir bilmiyorum.

Gerçi Türkiye'de neyin ne olacağı belli olmaz. Saadet Partisi'nin bile “Seçimin galibi” biziz dediği bir ülkede artık yurdumun insanı beni şaşırtmaz!

Fransa'da Cumhurbaşkanlığı en önemli seçimlerdir. En çok katılımın olduğu, en sert tartışmaların yaşandığı seçimlerdir. Belediye seçimlerinde bile katılımın %50 olurken bu seçimlerde %80'e fırlar.

Kurumsal olarak Cumhurbaşkanı devletin bütünlüğünü sağlayan, devleti temsil eden kişidir. Siyasi olarak da en çok hedef tahtasına oturulan kişidir.

Cumhurbaşkanı seçimleri 5 yılda bir yapılır. (2002'den önce 7 yılda bir yapılıyordu). Hemen ardından da Milletvekilliği seçimleri yapılarak Cumhurbaşkanı halktan politikasını uygulamak için çoğunluk ister. Genelde Parlamento ile Cumhurbaşkanı aynı siyasi partiden seçilir. Nadir durumlarda karşıt görüşlü partilerden olurlar. Bu durumda hükümet daha yetkili olur.  

Cumhurbaşkanı sembolik atamalarla uğraşmaz. Tüm yetkiler aslında onun elindedir. İlk olarak başbakanı atar. Başbakan illa milletvekili olmak zorunda değildir. Bakanlar bile çoğu zaman ya hiç seçilmemiş ya da yerel ve bölgesel meclislerde yer almıştır. Milletvekili iseler bakan olduklarında milletvekillikleri otomatik olarak düşer yerine vekilleri geçer. (evet vekilin vekili de var bizde) Bakanlıktan ayrılırsa arzu ettikleri takdirde tekrar milletvekili olabilirler.

Bakanları Cumhurbaşkanı atamaz ama herkes bilir ki onun izni olmadan hiçbir bakan görev alamaz. Hatta çoğu zaman isimleri bile o belirler. Ülkenin genel politikasını, hedefleri, öncelikleri o belirler. Tartışmaları kararlarda hakemlik yapar.

Belirlediği politikaları başbakan ve hükümet uygular. Ülke iyi gitmiyorsa, Cumhurbaşkanı tüm yönlendirmeleri kendi yapmasına rağmen başbakanı görevden alır. Fransa'da her iki yılda bir başbakan değişir. Başbakanlar hep Cumhurbaşkanın gölgesinde kalır ama ilk darbeyi alanlar da onlardır.

İlk iki yılsonunda halk şikâyetlere başlayınca başbakanın kellesi gider. Cumhurbaşkanı sizi anladım der ve yeni başbakan da 2 yıl görevde kalır. Cumhurbaşkanı yine bu sefer sizi kesin anladım der ve seçimlere yeni başbakanla girer. 

Cumhurbaşkanı ekonomik kararlardan tutunda aile politikasına kadar her şeye kendi karar verir, hükümet uygular. Eşcinsel evlilik de Cumhurbaşkanın yönlendirmesi sonucu yapılmıştı.

Böyle bir model aslında Erdoğan'a çok uygun. Tek sorun karşısında kim başbakan olacak? Ufak tefek sorunlar olursa “başbakan Abdullah Gül” görevden alınabilecek mi?

Ya da Türkiye gibi bir ülkede artık başbakan pasif duruma düşebilecek mi?

Sadece zaman bunu bize gösterecek.

Fatih Karakaya - Haber 7
karakaya.fatih@gmail.com     

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat