Davutoğlu kirli kampanyayı hak ediyor mu?

Gülen grubuna ait gazetelerde köşe tutan bazı fanatik kalemler, son bir haftadır dozu artan bir şekilde Dış İşleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'na saldırgan bir üslupla hücum ediyorlar.

  • GİRİŞ15.04.2014 08:56
  • GÜNCELLEME15.04.2014 08:56

İşin kötüsü bu saldırganlık, örgütlü bir propaganda çarkı ile, daha makul bir çizgide yer almaya çalışan cemaate yakın diğer sütunlara ve yine cemaatin sosyal medya dahil haberleşme ağının bütününe de yansıyarak, grup dayanışmasını top yekun bir savaş iklimine sürüklüyor.

Mesela Today's Zaman Gazetesi'nin Ankara Temsilcisi Abdullah Bozkurt'un son yazısına baktığınızda, bütünüyle Kemalist çizgiye kaymış, muhafazakar kesimin hassasiyetlerini tüketmiş, bugüne kadar ‘Baasçı Kalemlerin' köşelerinde gördüğümüz türden saldırgan, cemaatin yaslandığını düşündüğünüz değerlerden uzak ve ölçüsüz bir dille Erdoğan ve Davutoğlu'na savaş açtığını fark ediyorsunuz.

Abdullah Bozkurt Davutoğlu için diyor ki;

“AKP hükümeti gibi, kendi bakanlığı ve dış politika konularındaki beceriksizlikleri de ‘paralel devlet' yalanına hamletme gayreti içerisine girmiş bulunuyor."

Oysa ne Erdoğan'ın ne Davutoğlu'nun böyle bir ‘hamletme gayretine' ihtiyacı yok.

Daha yeni bir seçim yapıldı ve bu seçimde millet, Ak Parti'nin bütün politikaları ve uygulamaları içerisinde dış politika uygulamalarına da oyunu vermiş oldu.

Daha ötesi var mı?

Dış politika özünde bir ‘pozisyon alma' ve ‘duruş' meselesidir.

Bu arkadaşın yaptığı gibi, “Körfez ülkeleriyle ilişkiler bozuldu” dediğiniz anda bu cümlenin alternatifi, kendinizi Mısır'daki gaddar darbecilerin kucağında bulmak olacaktır.

Suriye politikasını toptan tefe koymaya niyetlendiğiniz anda, düşünce ve duygu dünyanızı Baasçı kalemlerin merhametli ellerine! Teslim etmiş olursunuz.

Dış politikada yaşanan kriz ve sorunların kökeninde ise, Erdoğan ve Davutoğlu'nun ürettiği müthiş açılımların 300 milyonluk Arap sokağında ve 1,5 milyarlık İslam coğrafyasında ortaya çıkardığı etki ve bu etkiye karşı huzuru kaçanların yaptıkları karşı hamlelerin sonuçlarından ibarettir.

Bu bir süreçtir ve zafer mutlak olmasa bile Türkiye halkı sefer niyetinin ne olduğunu anladığını, 30 Mart seçimlerinde 8 inci kez ortaya koymuş oldu.

Geçelim.

DAVUTOĞLU CEMAAT OKULLARINI KAPATMAYA MI ÇALIŞIYOR?

Gülen grubu ile Davutoğlu arasında son 10 gündür tırmanan gerilimin kaynağında Yurtdışındaki cemaate ait okulların kapatılması meselesi-iddiası-suçlaması var.

Kişisel olarak bu okulların kapatılmasına ve kapatılma çabası içerisine girilmesine karşı olduğumu yazdım.

Ancak Ak Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik'in isabetle dile getirdiği gibi, bu okullar 160 ülkede Türkiye'deki hükümeti karalama çabalarının üssü haline getirilirse, ‘makul akıl' buradaki hükümet mensuplarının bu okullara sempati ile bakmaya devam edeceğini düşünemez.

Bu tartışmalar, Davutoğlu'na yurtdışında sorulan bir soruyla başladı.

Cemaat okullarıyla ilgili bir soruya Davutoğlu, yurtdışında cemaate ait kurumlardan hükümeti hedef alan mektuplar yazılmasına tepki göstererek cevap verdi.

Devamında bu cevap çarpıtılarak, “Davutoğlu Türk okullarını kapattırmaya çalışıyor” propagandasına dönüştürüldü.

Geçen hafta Dışişleri Bakanı Kanal 24 yayınında, bu okullara yönelik bir kapatma talimatı ya da girişiminin olmadığını en net cümlelerle dile getirdi.

Ancak bu açıklamalar Gülen grubunun medyasında yer almadığı gibi, Davutoğlu aleyhine başlatılan kirli kampanya, dozajı daha da artırılarak sürdürüldü.

Bu gerilimin özünde şu var.

Gülen grubu, ‘devlet olmak' iddiası ile MİT'e hükmedip, Dış politikaya kendi rengini vererek seçilmiş siyasi iktidarların bu yeni ‘kırmızı kitaba' tabi olmasını istiyor.
Cemaat, mücadelesini bu ana hedef doğrultusunda sürdürüyor.

Davutoğlu bunu herkesten daha iyi biliyor.

Ancak Gülen grubuna karşı mücadelesini hem İslami hem de demokratik değerlerin çizdiği sınırlar içerisinde veriyor ve cemaate karşı düşmanca değil eleştirel bir çizgide sürdürüyor.

Kahhariye seansları, Alo Süleymanların küfürleri ve bu son saldırgan hücumlara rağmen ağzını bozmadan hareket ediyor.

Karşı taraftan gelen hücumun ilkesiz, ölçüsüz ve bu değerlerden özellikle ilkinden ne kadar uzak olduğu ortaya çıkmış durumda.

Yazık oluyor, gerçekten yazık oluyor. 

Yorumlar1

  • Murat Kara 10 yıl önce Şikayet Et
    Akıllanmadınız mı?. Seçimlerde ağzınızın payını vermedik mi? Hala mı akıllanmadınız ABD uşakları!
    Cevapla Toplam 5 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat