Diyanet'ten '70 dakika fazla oruç' iddiasına yanıt

Süleymaniye Vakfı Başkanı Prof. Dr. Abdülaziz Bayındır'ın gündeme getirdiği "Türkiye’de 70 dakika fazla oruç tutulduğu" iddiasına Diyanet İşleri Başkanlığı cevap verdi.

Diyanet'ten '70 dakika fazla oruç' iddiasına yanıt
GİRİŞ 25.07.2012 17:36 GÜNCELLEME 25.07.2012 19:01
Bu Habere 59 Yorum Yapılmış
ÖNEMLİ KONULAR

Diyanet İşleri Başkanlığı'nın konuya ilişkin yaptığı açıklama şöyle:

"Son günlerde basılı ve görsel medya organlarında imsak vakti etrafında başlayan tartışmaların ardından
halkımızın sorularını yoğunlukla Başkanlığımıza iletmesi üzerine aşağıdaki açıklamanın yapılmasına lüzum görülmüştür.

1- Başkanlığımız ibadet vakitlerinin doğru bir şekilde belirlenmesi hususunda öteden beri gerekli titizlik ve hassasiyeti göstermektedir. Bu doğrultuda gerek halkımızdan gerekse ilim adamlarından gelen eleştiri, değerlendirme ve teklifleri de daima ciddiyetle ele almakta ve incelemektedir. Son zamanlarda özellikle imsak vakitlerine ilişkin olarak Başkanlığımız, başlıca iki tür eleştiriye muhatap olmaktadır:

a. İmsak vakitlerinden temkini kaldırarak imsaki vaktinden daha sonraya bıraktığı ve böylece imsak vakti girmiş olmasına rağmen insanların yemeye içmeye devam etmelerine yol açarak oruçlarını tehlikeye attığı,

b. İmsaki vaktinden öne alarak insanları daha vakit varken bir saat öncesinden oruca başlattığı ve sabah namazını vaktinden önce kılmalarına yol açtığı ve böylece namazlarının batıl hale gelmesine sebebiyet erdiği,

2- Diyanet İşleri Başkanlığı, imsak ve yatsı vakitleri ile ilgili hesaplarının yerindeliğini ölçmek ve muhatap
olduğu iddiaların doğruluk derecesini tespit etmek üzere geçen yıl Ramazan ayının hemen akabinde yatsı ve sabah vakitlerinin tespitine yönelik yeni bir gözlem çalışması yapmaya karar vermiştir. Bu karar çerçevesinde Ankara Üniversitesi ile bir protokol imzalamıştır.

2011 yılı Eylül ayında başlatılan proje, Ankara Üniversitesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Öğretim Üyesi Prof. Dr.
Sacit Özdemir'in başkanlığında bir gözlem heyeti tarafından yürütülmüştür. Gözlemler hem gelişmiş astronomik aletler, hem de göz ile (denek gözlemcilerle) olmak üzere iki yöntemle gerçekleştirilmiştir. Bu proje devam etmektedir. Ancak şu ana kadar ulaşılan sonuçları şöyle özetlemek mümkündür;

a. Hata payları da göz önünde bulundurularak değerlendirildiğinde aletle yapılan gözlemlerden kabaca elde edilen sonuçlar, Başkanlığımız takvimlerinde verilen akşam/yatsı ve imsak/sabah vakitleriyle örtüşmektedir.

b. Gözlem yeri, şehir ışıklarının yansıması, havanın berraklık durumu, gözlemci denek sayısı, insan gözü ile aletin algılama gücü farkı vb. etkenlerden kaynaklandığı düşünülen sebeplerle gözle yapılan gözlemler ile Başkanlığımız takviminde verilen akşam/yatsı ve imsak/sabah vakitleri arasında bir miktar farlılıklar izlenmiştir. Ancak bu farklılıklar büyük ölçüde temkin payları kapsamında değerlendirilebilecek niteliktedir.

3- Başkanlığımızın imsak vaktini belirlerken güneşin 18 derece ufka yaklaşmasını esas alan ölçüsü, bütün İslam dünyasında imsak vakitlerinin belirlenmesinde esas alınan en düşük derecedir. Bazı İslam ülkeleri ve Müslüman topluluklar daha ihtiyatlı hareket etmek için güneşin 19 derece ufka yaklaşmasını esas almaktadırlar. İslam dünyasında imsak vakitlerinin belirlenmesinde 18 dereceden daha düşük bir ölçüyü esas alan herhangi bir ülke bulunmamaktadır.

Mekke-i Mükerreme ve Medine-i Münevvere'deki uygulama da böyledir. Ancak yaz aylarında yatsı ve imsak vakitlerinin oluşmadığı ileri enlemler bunun dışındadır. Öteden beri İslam astronom ve muvakkitleri de imsak vaktini belirlerken en az 18 dereceyi esas almışlardır. Bu vakit, -ilk anda çıplak gözle fark edilemese dahi- sabah şafağının başlama vaktidir. Diğer taraftan dört mezhebin de dâhil olduğu İslam âlimlerinin büyük bir çoğunluğuna göre yatsı vakti ile sabah namazı/imsak vakti arasında mühmel bir vakit yoktur. Yatsı vakti çıkar çıkmaz sabah namazı vakti girer. Dolayısıyla imsakin sabah tanının bilimsel olarak başlangıç vaktinden daha sonraya bırakılması, yatsı namazı vaktinin sonu konusunda başka tereddütler ortaya koyacaktır. Netice itibariyle bu saatten sonra kılınan sabah namazı ve başlanan oruçlara ilişkin olarak herhangi bir tereddüt uyandırılması doğru değildir.

4- Halkımız, Başkanlığımızın büyük bir hassasiyetle üzerinde durduğu namaz vakitleri konusunda hiçbir tereddüt yaşamadan ibadetlerini gönül huzuru içerisinde yapmaya devam edebilirler.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur."

BASIN VE HALKLA İLİŞKİLER MÜŞAVİRLİĞİ

YORUMLAR 59
  • metin yaman 12 yıl önce Şikayet Et
    müslümanlar ve ilahiyatçılar. müslüman, din ile ilgili meseleleri allah'ın kitabı kur'an ve hz. muhammed'in sünnetinden alan kişilerdir, ilahiyatçı ise ; din ile ilgili meseleleri avrupalı filozofların nazariye ve varsayımlarından alan kişilerdir. bir çok ilahiyat fakültelerinde hadis profesörleri öğrencilerine: allah ve peygamberi kapı dışında bırakın sonra içeri girin derler. rasim kütahyalı dedi ki hocam madem bu yanlış vardı, siz de 25 yıl diyanette görev aldınız da neden bu yanlışı düzeltmeye kalkışmadınız deyince bayındır bey rengi soldu sarardı çıt bile çıkarmadı. o yüzden ben bayındır beyin yaşar nuri'nin değişik bir versiyonu olduğu kanaatindeyim sadece kendisini meşhur edip sonra islamdan bir parça koparma hesaplarını yapıyor, mustafa islamoğlunun imanın altı esaslarından olan kaderi inkar etmesi gibi tevratın hükmü hala bakidir safsatasını çaktırmadan saçmalaması gibi.
    Cevapla
  • Hiçkimse 12 yıl önce Şikayet Et
    ey iman edenler !! birbirinizi cehenneme tıkmaktan başka işiniz gücünüz yok mu sizin allah aşkına?. dünyanın her yerinde oluk oluk müslüman kanı akarken,memleket yeryüzünden silinmeye çalışılırken tartıştığımız konulara bak.bizans düşmek üzereyken hristiyan papazları ve ahalinin meleklerin cinsiyetini tartışmaları gibi.mecliste hilafet kaldırılırken,red konusunda etkili olabilecek alimin secdede ezilen sineğin necasetinin namaza zararı olup olmadığı gibi sorularla oyalanıp oturuma katılmasının engellendiği gibi.kur'an-ı kerimde de defaatle buyurulduki -siz hiç düşünmezmisiniz ? birbirinden yüz bulan azgınlar dünyanın her yerinde müslüman keserken hala birleşmek yerine ayrışmak çabaları.bu mazlumlar yarın yakamıza yapışınca ne falan,ne filan,ne yarım yamalak ibadetlerimiz bizi kurtaramayacak korkarım..yaptıklarımıza ve yapmadıklarımıza milyonlarca tövbe estağfirullah, sen bizi geçmişlerimizin hürmetine bağışla yarabbi.
    Cevapla
  • mehmetbakım 12 yıl önce Şikayet Et
    islamın çakma müçtehitleri. islamda ruhbanlık yoktur,ilahiyat fakülteleri laik istemin dini kontrol altına almak için kurdugu yapılardır gerçek anlamda alim yetiştirmez kendini begenmiş kibirli geçmişi ret eden sahte alimler üretir bunların aynı zamanda beyinleride sulanmıştır bu tiplerin dogruları kesin dogrudur hata yapmazlar herşeyi bilirler yeniden peygamberlil gelecek olsa kesin bunlara gelir bunlar herşeyi akıl ve mantıkla anlamaya ve anlatmaya çalışır.bunlara ve takipçilerine üzülmemekten başka bir şey elimizden gelmez.sözde alimler ya herşeyi bilirler kimseyide dinlemezler.
    Cevapla
  • necmettin polat 12 yıl önce Şikayet Et
    dikkat ebu bekir sifil hcaefendi nededi. ona inananlar öyle amel edecek, ümmet-i muhammed'de 1400 yıldır amel ettiği gibi edecek. ümmet'e tavsiyem; 1400 sene islam alimleri uyuduysa ve abdulaziz bayındır bunu farkettiyse kıyamet zaten yakındır." dr ebubekir sifil
    Cevapla
  • Nizâmülmülk 12 yıl önce Şikayet Et
    madem bu hassah konuda tereddüt var, tereddüt gidermeyi insan kendi yapabilir. yeme ve içmeyi diyanetin belirlediği imsak saatinde kesip bu arada hanıma bulaşık filan toplamda bir iki yardım ve bir de abdest alarak geçirilecek yarım saatlik bir süre sonra namazı kılmak hem orucu hem namazı garantiye alır biiznillah,
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle