Kur'an Şiirleri - 22 / Delik Kova

“Rahman olan Allah’ın mümin kulları, yeryüzünde vakar ve tevazu ile yürüyen kimselerdir. Cahiller onlara laf attıkları zaman, “Selâm!” der, geçer giderler.” Furkan Suresi, Ayet:63.

Kur'an Şiirleri - 22 / Delik Kova
GİRİŞ 10.08.2012 11:00 GÜNCELLEME 10.08.2012 11:00
ÖNEMLİ KONULAR

Beyaz tülbentli, şalvarlı kadın,  

Dereden su taşır, tepedeki evine.

Boynundaki sopanın sağ ucunda, bir eski kova,

Hayranlıkla bakar, soldaki yeni kovaya.

 

Eski kova, yorgun, paslanmış,

Su sızdırıyor birkaç delikten,

İşe yaramaz hissediyor kendini.

Kusuru utancı olmuş, sürekli kederli.

Gün sayıyor, adandığı yolda.

Ümitsizlik, ince bir ses içinde,

Kova olmaktan çıktığını söylüyor,

Nicedir bir işe yaramadığını..

Eksiğini, kusurlarını yüzüne vuruyor,

Kesmek için elini işten.

 

Oysa yeni kova, karşısında,

Övünüyor başarısıyla,

Çok kibirli, hırslı bir riyakarlık,

Kıskanç bir şımarıklık,

Ve aptalca sevinç içinde sürekli.

 

Su akıtmayı içine sindiremediğinden,   

Utanıp özür diledi, eski kova.

Kadın da utancının nedenini sordu ilkin. 

Kova, gözyaşı döktü inleyerek.

“Yaşlı bedenimdeki delikler yüzünden,

Sular akıp gitti, yıllardır.

Evine, yükümün yarısını götürebiliyorum ancak.

Karşılığını tam alamıyorsun, emeğinin,

Kusurum nedeniyle..

Çok gayretlisin üstelik,

Hakkını helal et lütfen..”

Kadın, sevgiyle baktı, mahcup kovaya,

Acıdı, teselli etti bir parça.

“ Yol kenarındaki çiçekleri

Görmüyor musun sen?” diye sordu,

Şefkatli bir sesle.
Şaşkın eski kova, eve dönüşte,

Tepeye çıkarken,

Yol kenarındaki çiçekleri gördü, ilk kez.

Biraz neşelendi.  

 

Yolun sonunda, kederlendi yine,

Akıttığından suyunun yarısını.

Yeni kova gülüyordu.   

Tekrar özür diledi, kadından.

“Bir kenara atabilirsin artık beni.

Meyve toplarken ağaçlardan,

Yine yardımcı olurum sana.

Gönül koymam kesinlikle,

Çöp kovası yapsan da..”

 

Kadın kızdı kovaya.  
“Gözlerin görmüyor mu senin?

Yolun sadece senin tarafında,

Rengarenk çiçekler açıyor.

Bak, hiç çiçek yok, diğer tarafta.

Ruhunu yitirmiş yeni kova,

Söze karıştı birden.

“Bak, iki kova doldurduğun halde,

Bir buçuk kova su götürebiliyorsun yuvana.

Ben doldurduğun suyu

Bir damla dökmeden

Evine ulaştırıyorum..

İşine ben yarıyorum.

Bu eski kova değil.”

 

Kadın gülümsedi yeni kovaya,

Yumuşak bir sesle uyardı.

“Benlik, çalıyor görünen iyiliklerini,

Kendinden saydığından.

Pençesine düştüğün gurur,

Güzelliğini çalıp götürmüş hizmetinin,

Niyeti bozuk bir iş kalmış geriye,

Anlamsız, değersiz bir iş.  

Varı yok, güzeli çirkin eyleyen bir yenilik,

İçi boş bir gençlik, sarhoş etmiş,

İflasa düşürmüş, seni.”

 

Yaşlı kova üzgündü.

Kadın ona da seslendi.

“Delik olduğunu biliyorum baştan beri,

Senden tarafa çiçek tohumları ektim her yıl,

Sen de suladın her gün onları, 

Dereden su akıtarak dönerken.

Yıllardır bu güzel çiçeklerle,

Masamı süsleyebildiysem, evimde,

Bu senin başarın!

Mustafa Yürekli - Haber 7

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL