Oruç için bahaneler üretmek ihlasla bağdaşmaz

Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Prof. Dr. Hamza Aktan, oruç tutmamak için yollar aramanın ihlas ile bağdaşmayacağını kaydetti.

Oruç için bahaneler üretmek ihlasla bağdaşmaz
GİRİŞ 13.08.2010 11:31 GÜNCELLEME 13.08.2010 11:31 KAYNAK CİHAN
ÖNEMLİ KONULAR

Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Prof. Dr. Hamza Aktan, 'Tarım işçileri oruç tutmasın' gibi genellemelerin son derece yanlış olduğunu belirterek, "Şu kategoriye girenler oruç tutar, şu kategoriye girenler oruç tutmaz gibi bir genelleme yerine, bunu tamamen bireysel olarak görmek lazım." dedi. Bu sene, 'Denize girmek orucu bozar mı?' gibi soruların sıkca yöneltildiğini hatırlatan Aktan, oruçluyken denize girmenin tavsiye edilmediğini söyledi. Aktan, "Denize girmek mutlak orucu bozmaz. Ancak denize giren kimse su yutarsa orucu bozulur." diye konuştu.

Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Prof. Dr. Hamza Aktan, Cihan'a yaptığı açıklamada Ramazan ayının diğer aylara nispetle ibadet yoğun bir ay olduğunu, manevi atmosferinin herkesi kuşattığını söyledi. Bu ayın en göze çarpan ibadetinin de oruç olduğunu belirten Aktan, "Oruç, sabah aydınlığının başlamasından güneş batıncaya kadar devam eder. Bu arada yeme-içme ve ilişki haramdır. Mideye gıda olarak hiçbir şeyin girmemesi gerekir.

Hata ile de olsa, kasıtlı da olsa (böyle bir durumda) oruç bozulur. Kasıtlı olanın orucu zaten bozulur, ama istemeyerek de olsa bir şey yutmuş olan, burundan genizine, yemek borusuna kaçmış olan herhagi bir sıvı yada benzeri sebebiyle oruç bozulur." diye konuştu.

İstemeyerek, kazara orucun bozulması halinde güne gün kaza yapılması gerektiğini söyleyen Aktan, "Kasten ve bir mazereti olmaksızın orucunu bozmuşsa, hem 60 gün oruç tutacak (bu onun kefareti, cezai mahiyette bir ibadetle onu telafi ediyor), bir gün de kazası yapılması lazım gelir.

Yani toplam 61 gün oruç tutulmalı." dedi. Aktan, bir Ramazan'da birden fazla kez, bilerek ve mazeret olmaksızın orucun bozulması halinde ise bir kere 60 gün oruç tutulmasının yeterli olduğunun altını çizdi. Aktan, "Bıraktığı günler sayısınca da kaza yapması lazım gelir." ifadesini kullandı. Aktan, oruçlu bir kişinin, unutarak bir şeyler yiyip içmesinin ise orucu bozmadığını söyledi.

TARIM İŞÇİLERİ ORUÇ TUTMASIN GİBİ GENELLEMELER YANLIŞ

Ramazan'ın artık yaz aylarında yaşanmaya başlandığına işaret eden Aktan, bu nedenle 'çok kolaycı bazı ifadeler' duyulduğuna dikkat çekti. Aktan şöyle devam etti: " 'Sıcakta güneşin altında çalışan tarım işçileri oruç tutmasın', 'Fırında çalışan kişiler oruç tutmasınlar' gibi ifadeler oluyor. Böyle bir genelleme yanlış. Buna ruhsat var ama bunlar tamamen bireyseldir. İki kişi vardır, güneşin altında tırpanla ot biçiyorlardır. Birisi tutabilecek güçtedir, tutar.

Diğeri buna tahhammül edemeyecek bir zafiyet içindedir. Israr ederse, belki sağlığı tehlikeye girecektir. Bu kişi tutmaz. Yani burada şu kategoriye girenler tutar, şu kategoriye girenler tutmaz gibi bir genelleme yerine, bunu tamamen bireysel olarak görmek lazım."

Orucun tabiatında bir zorluk ve sıkıntı olduğuna dikkat çeken Aktan, "Herkes sıkıntı çekiyor. Bu sıcak günlerde oruç tutmak kolay değil. Ama herkes sabretmeye çalışıyor. Burada bazı kişiler için hayati bazı tehlikeler olabilir. Bu gibi durumda olanlar için, özel olarak ve sadece kişiye özel ruhsat verilir. Burada genelleme yapmak yanlış olur." diye konuştu.

ORUÇLUYKEN DENİZE GİRMEK TAVSİYE EDİLMEZ

Denize girmenin orucu bozup bozmayacağının çok sık yöneltilen sorulardan olduğunu hatırlatan Aktan, "Denize girmek, mutlak olarak, kayıtsız-şartsız orucu bozmaz. Ama, denize giren kimse su yutarsa (ki en çok risk olan tarafı budur, denize girip de burnundan ağızından su kaçırmadan denizden çıkabilmek kolay değildir, her zaman yüzde 90'ın üzerinde bir ihtimal vardır) orucu bozulur. Dolayısı ile tavsiye edilmez. Oruç bozmaya çok yakın şartlarda bulunuyor demektir." dedi.

Hasta olan kişilerin hastalıklarının daha çok artma ihtimali bulunması halinde oruç tutmayabileceğini söyleyen Aktan, şunları dile getirdi: "Yolcular, yani seferi olan kimseler oruç tutmayabilirler. Kur'an-ı Kerim, yolcular için oruç tutmamaya müsade ediyor ancak, 'oruç tutmanız daha hayırlıdır' diyor. Hamile kadınlara, kendi veya çocukları için bir zarar doğacaksa oruç tutmama ruhsatı verilmiştir. Çocuğunu emziren anneler, oruç tutmaları halinde süt oluşmayacak ve bebekler beslenemeyecekse bu durumda da oruç tutmayabilirler."

ORUÇ TUTMAMAK İÇİN YOLLAR ARAMAK İHLAS İLE BAĞDAŞMAZ

Oruç tutmamak için yollar aramanın ihlas ile bağdaşmayacağını kaydeden Aktan, "Kişi hem kendine hem de kendini yaratan Allah'a karşı dürüst olmalı. Yani kişi, 'ben oruç tutmuyorum, tutamayacak durumdayım' dediği zaman bütün kalbi ile kendisine hak veriyor olmalıdır." şeklinde konuştu.

Orucu sadece aç kalmak olarak görmemek gerektiğinin de altını çizen Aktan, "Peygamberimiz, bütün uzuvları ile kişinin oruç tutması gerektiğini ifade ediyor. Peygamberimiz, orucun sevabını yok eden şeyleri, yalan söylemek, olarak buyuruyor. Gıybet etmek, laf taşımak, yalan yere yemin etmek, harama şehvetle bakmak. Bir de insan kalbinden bile kötülüğü geçirmemeli. Hayaline bile oruç tutturmalıdır. Kavgadan, dövüşten, tartışmadan uzak durulmalıdır." dedi.

 (CİHAN)
 

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL