Biz bu mahalleden değiliz de...

Evvel zaman içinde iki şair ve edip ahbap Mehmet Celâl ile Faik Esad, Beylerbeyi’nde bir dostun iftar davetine icabet için yola koyulup karşıya geçiyorlar; fakat vakti iyi hesap edememişlerdir ve iftara daha saatler vardır. Bunun üzerine iki ahbap:

Biz bu mahalleden değiliz de...
GİRİŞ 23.08.2010 21:05 GÜNCELLEME 23.08.2010 21:05 KAYNAK HABER7
ÖNEMLİ KONULAR

- Camiye gidelim, vaaz dinleriz, vakit geçer, fikriyle Beylerbeyi Camii’ne girip bir tarafa ilişiyorlar.
Vaiz kürsüye çıkmış cehennemden bahsetmekte, diliyle etrafa yıldırımlar savurup şimşekler çaktırmakta, "zebânileer, alevleer, katran kuyularıı” dedikçe cemaat dehşetle tir tir titremektedir.
Bizimkiler vaizin tehditlerine pek kulak asmamaktadır ama ahalinin çoğu kapıldığı haşyetle hüngür hüngür ağlıyor.

Ağlayanlardan biri, gözyaşlarını silerek Faik Esad’ın sırtına dokunuyor, kısık sesle,
- Siz vaizi dinlemiyor musunuz? diye soruyor.
"Dinlenmez olur mu, dinliyoruz elbet” diye cevap veriyor bizimki,
"Peki ne dediğini anlıyor musunuz?” "Anlıyoruz elbette, niçin soruyorsun peki?”
Adam hayretle devam ediyor,
- Yahu bizim ağlamaktan ciğerimiz sökülüyor, gözümüz dışarıya uğruyor sizde ise hiçbir elem işareti yoktur, nasıl oluyor bu?
Şair cevap veriyor:
- Efendim biz bu mahalleden değiliz, yabancıyız, misafirliğe geldik de!.

Haber7

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL