Uzmanı uyardı! İftar sofralarınız zehre dönüşmesin

Ramazan ayıyla açlığında etkisiyle göz kararı yemeklerin oranları biraz kaçıyor. Prof. Dr. Canan Hecer, ertesi güne kalan yemekler hakkında uyarıda bulundu.

Uzmanı uyardı! İftar sofralarınız zehre dönüşmesin
GİRİŞ 13.04.2021 11:32 GÜNCELLEME 13.04.2021 11:53 KAYNAK İHA
ÖNEMLİ KONULAR

“On Bir Ayın Sultanı” olan Ramazan ayının başlamasıyla birlikte uzun süre oluşan açlık hissi bazen göz kararı yemeklerimizin oranlarını etkileyebiliyor. Tencere tencere pişen yemekler her ne kadar gözlerimizi doyursa da birtakım sıkıntıları da beraberinde getiriyor. Ramazan ayına özel tavsiyelerde bulunan İstanbul Esenyurt Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Canan Hecer, aynı zamanda sonraki günlere kalan yemekler hakkında uyarılarda bulundu.

“YEMEKLERİN KAYNATILMASI OLDUKÇA ÖNEMLİ”

Bu dönemde gıda zehirlenmelerinin arttığını ifade eden Prof. Dr. Canan Hecer, yemeklerin tekrar tekrar ısıtılmasından dolayı dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Fazla yemek yapılıyor ve bu yemeklerin ertesi gün bitirilmesi gerekiyor. Tekrar tekrar ısıttığımız da yemeğin içindeki sporlu mikroorganizmaları aktive ediyoruz ve besin değerlerinde de azalmaya neden oluyoruz. Bir diğer nokta ise mesela bir gün öncesinde yaptığımız çorbayı ya da bir başka yemeği sonrasında aceleyle ılıtıp sofraya getirmek yanlış. Bu durum da mikroorganizmayı arttırır. Özellikle anneler bebeklerinin yemeklerini yiyebileceği kadar sıcaklıkta ısıtır. Bu da son derece yanlıştır ve gıda zehirlenmesi riskini arttırır. Bir gün önceden kalan sıcak gıdalar kaynatılıp tüketilirse, olası bir gıda zehirlenmesinin de önüne geçilmiş olur. Yemeğin kaynama noktasına ulaşması çok önemli” şeklinde konuştu.

DENGELİ BESLENMEK ÖNEMLİ

Bununla birlikte Ramazan ayına özel tavsiyelerde bulunan Prof. Dr. Canan Hecer, “Ramazan ayında uzun süreli açlık ve az besin tüketmeden kaynaklı metabolizma yavaşlıyor. Bunun neticesinde de hem kan şekerimiz düşüyor hem de yorgunluk, halsizlik, baş ağrısı gibi belirtiler meydana geliyor. Öncelikle bu dengenin korunması gerekiyor. Bu anlamda sahurda ve iftarda dengeli beslenmeye ve su tüketimine dikkat etmek gerekiyor. Tansiyon hastası, kalp rahatsızlığı, metobolik sendromu olanların doktor denetiminde oruç tutması tercih edilen bir nokta” dedi.

GIDALARI HIZLICA TÜKETMEMEYE DİKKAT

İftarda tüm yemeklerin birden tüketilmesinin yanlış bir yöntem olduğunu da söyleyen Hecer, geçişler arası midenin dinlenmesi adına ara verilmesi gerektiğini dile getirerek, “Hızlıca yediğimiz gıdalar açlıkla birlikte hazımsızlık meydana getirecektir. Bu nedenle hafif bir suyla, iftarlıklarla ya da bir kâse çorbayı kepekli veya tam buğday ekmeği ile orucumuzu açtıktan sonra 15-20 dakika beklemek ve sonrasında yemek daha doğru olacaktır. Bunun dışında yemekte kızartma ve tütsülenmiş gıdalar gibi mide bulantısına ve yanmasına neden olacak ağır yemeklerden ziyade zeytinyağlılar, et tercih edilecekse ızgara ve fırında yapılması, yanında da salata tercih edilebilir. Süt ürünlerinin tüketiminin ihmal edilmemesi gerekir” ifadelerini kullandı.

MUTLAKA 2,5 LİTRE SU TÜKETİLMELİ

Ayrıca iftar ve sahur arasında su tüketimine de vurgu yapan Hecer, “İftarla sahur arasında kalan sürede dengeli bir biçimde su tüketimi gerçekleşmeli. En az 2,5 litre su tüketimi öneriyorum. Bu konuda yapılan en büyük hatalardan biri suyun yerine konulmaya çalışılan sıvı tüketimidir. Sıvı tüketimi su tüketimini karşılamaz. Çünkü içilen kafeinli gıdalar, vücuttan su atılımına neden olur ve vücut daha çok su kaybeder. Bu tarz sıvılar tüketildiğinde su tüketimi de arttırılmalı. Bir diğer konu olan tatlılar için de çok hafif belki sütlü tatlılar ya da dondurma tüketilebilir. Fakat asıl tatlı yerine bağışıklık sistemimiz için meyve tüketmemizde fayda var” diye konuştu.   

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL