Fatih At Pazarı Meydanı'nda Ramazan farkı

Fatih At Pazarı Meydanı'ndaki nargile kafeler, entelektüel müdavimlerinin siyasetten sanata, dinden sosyal konulara dek geniş bir yelpazedeki sohbetlerine sahura kadar ev sahipliği yapıyor.

Fatih At Pazarı Meydanı'nda Ramazan farkı
GİRİŞ 11.08.2011 14:23 GÜNCELLEME 11.08.2011 14:23 KAYNAK AA
ÖNEMLİ KONULAR

Mekanlardan ''Eski Kafa''nın sahibi şair ve yazar Mevlana İdris Zengin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 1970'li yıllara kadar da canlı hayvan pazarı olarak kullanılan meydanın, belediyenin 4 yıl önce yaptığı güzelleştirme çalışmalarıyla yayalaştırıldığını söyledi. Zengin, ''Burası eskiden at pazarıymış. Zaten bu yüzden meydanın ortasında at heykeli var. Daha sonra oto pazarı oldu'' dedi.

1970'li yıllara kadar da canlı hayvan pazarı olarak kullanılan meydanın, belediyenin 4 yıl önce yaptığı güzelleştirme çalışmalarıyla yayalaştırıldığını ifade eden Zengin, hayatı boyunca kahve kültürü olduğunu belirtti.

Meydanın altında tarihi bir su sarnıcı bulunduğunu bildiren Zengin, belediyenin bu sarnıcı ortaya çıkartması halinde buranın turistik bir değer de kazanacağını kaydetti.

''Eski Kafa''nın dekorasyonun iç mimar olan eşi tarafından yapıldığını dile getiren Zengin, ''Ayrıntılara çok fazla önem verilen mekanda, tavandaki ağaçlar köy evlerinde sebze ve et kurutmada kullanılan ağaçlar düşünülerek konuldu. Yer döşemeleri ise tamamen doğal, işlem görmemiş çam ağaçlarından yaptırıldı. Çay ocağı, köz ateşine uygun olarak dizayn edildi'' dedi.

Doğal olmayan hiçbir şeyin içeri sokulmadığı ''Eski Kafa''da, değişik yörelerden yemekler yapıldığına dikkat çeken Zengin, bunlar arasında gulaş, güveç, mantarlı pilav, beşamel soslu mantar, kuru patlıcan dolması, saray çorbası, yüksük çorbası, barbunya, pırasa, sarma gibi yemekler ile sütlaç, revani, cevizli tereyağlı kurabiye gibi tatlıların yer aldığını bildirdi.

-''LENA CAFE''NİN SAHİBİ PEHLİVAN-

Teravih namazından sonra kalabalığı artan meydanın yeni açılan kafesi ''Lena Cafe''nin sahibi Naile Pehlivan da ortağı Ahmet Elüstü ile birlikte oto kaportacısından aldıkları iş yerini büyük bir masrafla kafe haline getirdiklerini anlattı.

3 yıl öncesine kadar civardaki kimsenin bu sokaktan geçmek dahi istemediğini belirten Pehlivan, şunları kaydetti:

''Karanlık ve tehlikeli bir meydandı. Meydanın tanınırlığı Eski Kafa sayesinde oldu, bunu kimse inkar edemez ama bizim mekanımız yeni olmasına rağmen insanlar tarafından kısa sürede çok sevildi. Özellikle kendi yaptığım tarçınlı kurabiyelerim ve Ahmet Bey'in çayı çok seviliyor. Ramazanda ise her gün için farklı yemekler olan 20 liralık fiks bir menü hazırladık. Benim mercimek çorbamı içenler, 'Annemizin çorbası gibi' diyor. Burada her şey tamamıyla doğal. Ramazan ayında iftardan sonra sahura kadar insanların bir arada toplanıp sohbet etmeleri eski ramazanları hatırlatıyor. Burada bir aile gibiyiz müşterilerimizle. İsteyen mutfağa girip istediğini alabiliyor. Bazen yemeklerini bile kendileri yapıyor istedikleri gibi. İstanbul Valisi de bir gün geldi kafeye. Çok beğendi ve 'Çocuklarımı da alıp onlarla geleceğim' dedi. At Pazarı Meydanı'nda ramazan bir başka oluyor diyebiliriz kısacası.''

''Derviş Kafe''nin işletmecisi Engin Özsobacı ise Fatih'in gençleri olarak eskiden kendilerinin başka yerlere gittiğini anlatarak, ''Şimdi arkadaşlarımız geliyor, öğrenciler geliyor, aileler geliyor. Kimse tarafından rahatsız edilmeden çaylarını, kahvelerini kendi evleriymiş gibi içip gidebiliyor. Halil İbrahim Sofrası dizisinin meydanda çekilmesi meydanın tanıtımına katkıda bulundu. Artık burayı hiç istemeyenler de bizimle birlikte gelip oturmaya başladı. Bütün sokak artık bir aile gibi. Burada bulunan bütün kafelerden bir günlük hasılatlarını toplayarak, ramazan ayı içerisinde Afrika'daki ihtiyaç sahiplerine ulaştırmayı düşünüyoruz'' diye konuştu.

-''BURASI ÜLKE VE DÜNYA GÜNDEMİNİN KONUŞULABİLDİĞİ BİR YER''-

Meydandaki kafelerin müşterilerinden Milli Gazete yazarı Adnan Karakaş da kafelerin açılmasıyla birlikte toplumun entelektüellerinin buraya gelmeye başladığını söyledi.

Kültürün yaşayarak oluştuğunu ifade eden Karakaş, ''Burada bir kültür oluşuyor. Burası ülke ve dünya gündeminin konuşulabildiği bir yer. Bazen arkadaşlarımızla burada hep beraber iftarımızı açıyoruz. Bazen sahura kadar burada oturuyoruz'' diye konuştu.

Karakaş ile aynı masayı paylaşan gazeteci-yazar arkadaşı Yusuf Özkır da eskiden bu tür yerler için Taksim'e gidenlerin artık burada bu imkanı bulabildiklerini anlatarak, belediyenin kentsel dönüşüm projesiyle Fatih At Meydanı'nın güzel bir hal aldığını söyledi.

Nargile kafelerin müdavimlerinden Türkçe öğretmeni Resul Yılmaz da buradaki kafe sahipleri ve çalışanlarının aynı Fatih semti gibi sıcak olduğunu belirterek, ''Burası, iftardan sonra sahura kadar insanların kafalarını dinleyebilecekleri bir yer. Ayrıca burada sıcak gündemle birlikte edebiyat, sanat ve müzik sohbetleri yapılabiliyor. En güzel tarafı da insanlar aileleriyle birlikte gelebiliyor'' şeklinde konuştu.

Müdavimleri arasında toplumun çeşitli kesimlerinden sivil toplum örgütü temsilcileri, basın, televizyon ve sanat dünyasından birçok ismin yer aldığı At Pazarı Meydanı, müşterilerin evlerine dağılmasının ardından geç saatlerde yalnızlığa bürünüyor.

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL